Yaşam Haber - Haberin Merkezi
AFRİN/ EFRİN ADININ ETİMOLOJİK GEÇMİŞİ
08-02-2018 14:05 1012

AFRİN/ EFRİN ADININ ETİMOLOJİK GEÇMİŞİ

 

 

“Afrin” adı Kürdlerin kadim Doğu Ariyaca dilinde: nimet, tevazu, manasındadır. "Afrin" kelimesi Kürdlerin ataları Doğu Aryan toplulukların kutsal kitabı Avesta’nın Pazand bölümünde nimetle ilgili dualarda geçer.

Afrin adı yine Doğu Arıyaca dilde; “Afrin” kelimesinin zıddı olan "Nafrin": Türkçe dilde lanet kelimesinin karşılığıdır.

Doğu Ariyaca dilde bir diğer yakın kelime yine “Afrinagan” yani; tören adı ile bağlantılıdır. Avesta’da özel dualarda; Kutsal ateşin boyun büktüğü törensel bölümün adı olarak geçer.

Anlaşılan Doğu Ariyaca bu adlandırma bölgeye sonradan yerleşenlerce yeni telaffuzlar altında devam ede gelmiş.

Bilindiği üzere bölgede MÖ 17. yy sonrası ilk bilinen Kürdlerin atası olan Doğu Aryan kültürlü topluluk olan Mitanniler ve ayrıca kısmen Sami soylu Arami topluluklar yaşamaktadır.

Kürdlerin ataları Mitanniler bölgede ilk Doğu Aryan hanedanlıkların öncülüğünde: Kizzuwatna ve Mitanni Devletlerini kurmuştur. Mitanniler iki etnik yapıdan; Doğu Aryan Mitanni ve Kafkas kültürlü Hurri soylu bir halktı. Yaşanan dönemlerde Mitanni halkı kuzey batı'da Mersin ve Çorum'a, Güney'de Kenan'a ve Doğu'da Kerkük'e uzanan geniş bir coğrafyada birçok hanedanlıklar kurmuştu. MÖ 1600 sonrası ise özellikle Kizzuwatna ve Mitanni Devletlerini bölgede hakim kılmışlardı. Her iki devleti, Batı'da Hitit/Hati, Güney'de Mısır ve Doğu'da Asur ile çatışmalı bir tarih içinde tanırız. Kizzuwatna ve Mitanni Devletleri, MÖ 12. yy sonrası Batıdan gelen Batı Aryan soylu “Ege Halkları Göçlerine” kadar bölgedeki siyasal egemenliklerini 500 yıl korumuşlardır. Bu nedenle bölgedeki bir çok yerel isimlerde bu Doğu Ariyaca etimolojik geçmişi bulabiliriz.

Daha sonraki yüzyıllarda Sami soylu Arami halkın istilaları ile Asur’un denetimine giren bölge halkı, MÖ 6. yy da tekrar Doğu Aryan soylu Medlerin ve Perslerin egemenliği altına girer. MÖ 332 sonrası ise ilk defa Batı Aryan soylu Büyük İskender ve Selefkosların denetimine kalırlar.

Selefkoslar, Büyük İskender’in ünlü “bölge halkı ile kaynaşma ve melezleşerek yabancılık konumundan çıkma" prensibine uymuş bir devlet anlayışına sahipti. Bu nedenle Selevkoslar, bölgenin yerel halkı olan Doğu Aryan kabileler ile kaynaşmışlardı. Selefkoslar için yerel Kürd halkı soyca onların dayıları sayılırdı. Çünkü Selefkos kralları babadan soyca Makedon, anadan soyca ya Med, ya Pers soylu idiler. Bu yerellik şeklindeki melezleşme politikası, Selefkoslara da bölgede 500 yıl boyunca siyasal egemenlik sağladı. Ayrıca Selefkoslar bölgeyi tanımlarken yeni adlandırmalarda bulundular.

Batı Ariyaca-Makodonca adlandırma MÖ 300 sonrası Antiokheia/Antakya, Edessa/Urfa, Oinoparas/Afrin-Asi Nehrine vs. Selefkos döneminde yerleştiği görülür.

Asi nehri ve bu nehre akan Afrin Çayı, Selefkos İmparatorluğu döneminde Mekodonların Batı Ariyaca tanımı ile anılmaya başlar. Antakya’nın doğusundan şehre giren bu nehire Selefkos Makedonlar "doğudan gelen" anlamında; "Oinoparas" şeklinde onu isimlendirdiler. Aynı kelime kökenli günümüzde Batı medeniyetinde; "Orontes" olarak bilinen bu nehrin ismi, Roma döneminde ise "Ufrenus" şeklinde telâffuz edilmişti. "Afrin" adı da benzer kullanıma sahipti.
İslamiyet sonrası Emeviler ve Abbasiler döneminde ise "Afrin" adı oluşur. Bölge halklarının telaffuzunda bu Aryan adlandırma; "Fırın" gibi manasında: Arapçaya yakın düşen “Ifrin” şeklindeki telaffuza yakınlığı ile benimsenir.

Afrin şehrinin kadim sakinleri olan etkin Kürd nüfusu, telaffuzda bu şehir adına günümüzde "Efrin" demektedir. Türkçe dilde yapılan telaffuzda kullanılan "Afrin" kentinin isminin de bu bağlamdan geldiği düşünülmektedir.

Top