ARAP KEMERİ

         Baba Hafız Esad’ın en büyük hayali Türkiye sınırı boyunca Kürt’lerin yaşadığı yerlere Arapları yerleştirmekti ve buna “ Arap Kemeri” deniyordu! Bu nedenle şimdi nüfusu iki milyonu bulan ülkesindeki Kürt’lere vatandaşlık hakkı bile vermiyordu!

           Kısacası Kürt’lerden nefret ediyordu! Oysa Suriyeliler aslında Arap değillerdi! Arapça konuşan Fenike ırkıydı! Ama olsun, ne fark eder? Söz konusu Kürt’lerse, bırakın Arap olmak, şeytan olmak daha iyiydi!

İşte şu anda “ otuz kilometre derinlik dediğimiz ve girdiğimiz yer bu Arap kemeridir!

Siz buna Oğul Esad’ın razı olmadığını mı sanıyorsunuz?

     Hayır o şimdilik bıyık altından gülerek vaziyeti izliyor ve oraya yerleştirilmesi düşünülen kaçak Suriyeli Arapların gelmesi için can atıyor!

Çünkü Araplar bölgenin ortak din kardeşleridir ve onları hoş tutmak Rabbimizin de hoşuna gider!

Ya Kürt’ler?

Huzursuzluk ve rahatsızlıktan başka ne işe yararlar ki?!

Hem onların yaşadıkları topraklar onlara ait değil ki!

      Onlar o topraklarda sadece karınlarını doyurmak ve bağlı oldukları devletlerin emirlerine itaatle mükellefler; gerisi asla düşünülemez!

       Ancak şu an bölge ateşe verildi bile! Bunun bize ne kadar ağır bir faturayla döneceğini kestirmek zor! Bugüne Suriye konusunda hiç yanılmadık; umarım bu sefer yanılırız!

       Orayı karıştırmak için epey emek harcayan Amerika ve Rusya bizi orada bitirmek için elinden geleni yapmaya başladı bile!

Peki, bizim buna karşı bir sözümüz var mı?

Aslında var ama cesaretimiz var mı, ona bakmak lazım!

Bu cesareti göstermenin en kısa yolu ülkedeki ABD üslerini kapatmaktır!

Yoksa kimseye bir şeyi izah etme şansınız yoktur!

Kısacası bölge yeni bir çıkmaza evirildi!

Bakalım bu çıkmazdan kim nasıl çıkacak?

*****************

Bİ SUS ALLAH AŞKINA
 

       Partisinin görüşlerini Meclis toplantısında açıklıyor! Ses tonu ağlamaklı ve Küçük Emrah modunda!
Gündem “ Suriye tezkeresi!”
Bizimki konuşmasının hiç bir yerinde bu işin iyi bir yanı olduğunu söylemiyor!
Kısacası Suriye’ye yapılacak bir operasyonun Türkiye’nin felaketi olacağını ima ediyor!
Dinlerken “ Vallahi red verecek” diye kendinizden eminsiniz ama!
Bizimki ne dese iyi?
“Anaların gözyaşı ve gençlerimiz için bu tezkereye evet diyeceğiz!”
İnsan bu sözü duyunca, nevri dönüyor!
İnsanın üreteceği bir fikri olmayınca böyle demesi gerekiyormuş!
Aylardır ezberlediği tek şey” tank-palet fabrikası!”
Sanki o böyle söyledikçe bu ülkede birilerinin çokta umurundaydı!
Çünkü bir insan önce kendi umurunda olmalı!
Sırf birilerine benzeyeceğim diye, kendi aynana küsersen olacağı budur!
Reis buna “ cibiliyetsiz” dediğinde başta ben, bu ne biçim söz” diyerek tepki koymuştuk!
Sonra bekledik ki çıksın bu yok sayıcı dile bir cevap versin!
Yok!
Aleviyim diyemedi!
Kürdüm diyemedi!
Solcuyum diyemedi!
Çıkıp yine boğazı düğümlenerek “ ben Mevlana Mahmut Hayrani’nin torunuyum” dedi.
“ Ben Horasan’dan gelmiş Türkmen’im” dedi.
Dahası, “ ben Ülkücüyüm” dedi!
Ama şu “ Anaların göz yaşı için tezkereye evet” demesi var ya!
Bana göre yüzyılın sözüdür!
Allah bunları başımızdan eksik etmesin!
Ne diyeyim?
       İki bin beş yüz yıl önceden bunları görüp söyleyen, yanlış ve boşa dememiş “ neyi hak ederseniz, onunla yönetilirsiniz” diye!

**********************

İKTİDAR

     Kısacası yönetme gücünü elinde bulunduran demektir! En çokta diktatoryal yönetimlerle özdeşleşen bir kavramdır ve “ Devlet” denilen erkin işleyişini kendine göre yoluna koymaktır!

Bizim ülkemiz de ilginçtir ve iktidar, oraya seçilip te bu yetkiyi alanların değil de bir diğerlerinin değişmez iktidarıyla tescillidir!

       Yani seçip yetkiyi verdiklerimiz her zaman teferruat olmuşlardır ve asıl iktidar sahibi bu ülkenin MHP yapılanmasıdır! Bakın “Parti” demiyorum, “ Yapılanma” diyorum!

Evet, bu yapılanmanın kurucusu Alpaslan Türkeş, On İki Eylül cuntacılarının yaptıkları darbeye “ Biz içerdeyiz ama fikrimiz iktidar” diyerek adeta bu cinayet cuntasını selamlamıştır! Sonra da sembolik yargılamalarla cezaevinden çıkarak, desteğine devam etmiştir! Hata bu dönemde başta asılan kimi ülkücüler konusunda serzenişte bulunmuş ve ülkücü idamları birden durmuş, ip tamamen solun boynuna dönmüştür!

Sonraki süreçleri herkes bilir!

Şimdi aynı MHP adeta AKP yi esir almış ve AKP sadece kâğıt üzerinde iktidardır!

      Asıl iktidar MHP dir! Türkiye’yi felakete sürükleyecek ne kadar fikir varsa direk dayatılmaktadır! İşte son Kılıçdaroğlu çıkışı!

Bunu söylemenin ne kadar korkunç bir senaryo olduğunu söylemeye gerek var mı?

Buna benzer nice MHP dayatması maalesef bu ülkede ne hukuk bıraktı, ne de adalet!

Tüm bunların AKP ye bir getirisinin olmadığı da son kamuoyu yoklamalarında ortaya çıktı ki durum AKP açısında son derece vahim ve yüzde otuzlara düşmüş görünüyor!

Her devrin iktidarı olan MHP için değişen bir şey yok! Yarın da olmayacak!

Çünkü kim gelirse gelsin, onlar her zaman iktidardır! Çünkü bu ülkenin kodlarının temelinde bu var!

.....

Oysa bakıyorum ki güzel şeylerde yapılmış bu ülkede. Devasa viyadükler, köprüler, yollar...

       En büyük yanlışlarımız insan kaynakları! Ehliyetsiz ve liyakatsiz tercihler her şeyi alt üst etmiş! Kısacası adam kayırmacılığı, yapılan güzel şeyler için en çirkini!

Çünkü bu güzel olanları sürekli hale getirmek için, liyakat ve ehliyet önemli!

Peki, bunu çözmek gibi bir niyetimiz var mı?

Hiç umudum yok ve günün birinde az olan güzelliklerimize de hasret kalacağımız bir iklime kayıyoruz!

*****************

SAHTE BAL

Teknoloji ve kimya sanayi geliştikçe asl olan her şeyin sahtesini üretmek artık sıradanlaştı!

Bal ve arı konusuna yaklaşık kırk yıl emek veren biri olarak konuya az buçuk vakıf biriyim!

Bugün haberlerde okuyoruz” Bal Birliği Başkanı da sahte balcı çıktı” diye!

O arkadaşı çok iyi tanıyorum! Öyle arı çiftliği falan yok!

       Bu ülkede Arı birlikleri tamamen amacından sapıp, ticari kuruluşlara döndüler hal böyle olunca da yozlaşan arı ırklarından tutun, sahte bala kadar, önü alınamaz bir hal aldı!

Özellikle bal konusu ülkemizde tüketiciler bazında hala bilinmeyen bir muamma!

Tüketicilerin sahte balı ayırt etmeleri çok zor!

Çünkü bal özü aromalar sahtecilerin işini kolaylaştırmıştır!

Geriye ne kaldı?

Çok fazla alacaksınız tahlillerini yaptırmanız lazım!

Öyle mürekkep damlatarak, kibritle yakarak anlamınız olanaksızdır ve bir bilimselliği de yoktur!

Kendi tüketiminiz için bir kaç kilo alacaksanız, mutlaka tanıdığınız bir balcıyı tercih edin!

Sağlıkla!

Bal tadında kalın.